Teravih namazının rekat sayısı özellikle günümüzde farklı yorumlarda bulunulan bir konudur. Ramazana özel bu namazın rekât sayısı ile ilgili görüşler genelde yirmi ve sekiz olmak üzere iki ayrı yaklaşımda ele alınmaktadır. Her iki yaklaşımı da delilleriyle ele almak istiyoruz.
Yirmi Rekat Yaklaşımı ve Delilleri:
Teravih namazının yirmi rekat olduğu görüşünde olanların delillerini kısaca şu şekilde ifade edebiliriz.
عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، «أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ يُصَلِّي فِي رَمَضَانَ عِشْرِينَ رَكْعَةً وَالْوِتْرَ»
İbn Abbas’dan (r.a.) “Peygamber Efendimiz Ramazanda yirmi rekat ve vitir kıldırırdığı” rivayet edilmektedir. (Taberani, Mucemu’l-Evsat, V/324; Mucemu’l-Kebir, XI/393 İbn Ebi Şeybe, Musannef, II/164) Bu rivayetin senedinde yer alan Ebu Şeybe İbrahim’in zayıf olduğu söylenmektedir. (Heysemi, Mecmau’z-Zevaid, 5018)
Diğer bir delil de Hz. Ömer döneminden itibaren yirmi kılınmasıdır. Yezid b. Ruman’dan
عَنْ يَزِيدَ بْنِ رُومَانَ , قَالَ : كَانَ النَّاسُ يَقُومُونَ فِي زَمَنِ عُمَرَ فِي رَمَضَانَ بِثَلاثٍ وَعِشْرِينَ رَكْعَةً
“Biz Hz. Ömer zamanında yirmi rekat ve vitiri kılardık” dediği rivayet edilmiştir. (Beyhaki, Sünenü’l-Kübra, 2/496; Zeylai, Nasbu’r-Raye, 2/175; Tehanevi, İ’laü’s-Sünen, 7/60)
Teravih namazının yirmi rekat olmasındaki en güçlü delil, onun Hz. Ömer döneminde ve daha sonraki dönemlerde yirmi olarak kılınması ve sahabenin de bunda ittifak etmesidir. Zira Hz. Ömer, sahabeyi Ubey b. Ka’b’ın imamlığında bir araya toplayarak yirmi rekat olmak üzere teravih namazını kıldırtmış ve sahabeden hiç kimse de buna itiraz etmemiştir. Sahabenin teravihin yirmi rekat kılınmasına muvafakatı onların bu konuda icma ettiklerini gösterir. (Kâsânî, Bedaiü’s-Sanâi’, 1/288) Hz. Ömer’in Übey b. Ka’b’ı seçmesi de onun Allah Resülü zamanında teravih kıldırmasından dolayıdır. (Kandehlevi Evcezü’l-Mesalik ila muvatta Malik 2/296)
Teravih namazı daha sonra Hz. Osman ve Hz. Ali dönemlerinde de yirmi rekat olarak kılınmış ve o günden bugüne bu şekilde amel edilmiştir. (Tirmizi, Sünen, 806; Bağavî, Şerhü’s-Sünne, 990; Ayni, el-Binaye, 2/660; Mevsuatü’l-Fıkhıyye, 27/141) Hz. Ali, (r.a.) Hz. Osman’ın hilafeti döneminde teravihi yirmi rekat olarak kıldırmış, kendi hilafet günlerinde ise bir başkasını imamlığa geçirerek yine yirmi rekat olarak kıldırmasını emretmiştir. Bütün bunlar teravihin yirmi rekat olduğu hususunda icma gibidir. (İbn-i Kudame, el-Muğnî, 2/165) Bu durum onların bu konuda bir bilgilerinin olduğunu gösterir. Nitekim İmam A’zam bu duruma dikkat çekerek Hz. Ömer’in bu uygulamayı kendiliğinden ortaya atmadığını, bu hususta bir bidat işlemediğini Allah Resülü’nden öğrendiği bir bilgiye dayanarak böyle yaptığını söylemiştir. (Mevsili, el-İhtiyar, 1/68; Muhammed Said es-Sağarcı, el-Fıkhu’l-Hanefi, 1/225-226)
Sahabenin bu şekilde Hz. Ömer’in yaptığını güzel görerek muvafakat etmeleri onların bu konuda icma ettiğini göstermektedir. Bu icmanın dayanağı da Hz. Peygamberin fiilidir. Sahabenin bir meselede icma etmesi ise nass/dini delil gibidir. (Kasani, Bedaiüs-Sanai, 2/275; Ibn Kudame, Muğni, 1/834-835; Mevsuatü’l-Fıkhıyye, 27/141; İbn Abidin, Reddü’l-Muhtar, 2/43-44) Teravih namazının “yirmi rekat” olması ile ilgili olarak muhaddislerin kriterlerine göre merfu olarak gelen sahih bir rivayetin olmaması bu meseleye zarar vermez. Zira sahabenin teravih namazının yirmi rekat olduğunda fiili olarak bir ittifakı vardır.
Hz. Ömer’in teravihin yirmi rekat olarak cemaatle kılınmasını emretmesi dağınıklığı önlemek içindir. Çünkü önceden mescidde ferd ve grub olarak dağınık bir şekilde kılınıyordu.
Teravih namazı o günden bu güne mescidde cemaatle yirmi rekat olarak kılınagelmiştir. Nitekim İbn Abidin teravihin doğuda ve batıda yirmi rekat kılındığını ifade ederek bu teamülün ne kadar güçlü olduğunu ifade etmiştir. (İbn-i Abidin, Reddü’l-Muhtar, 2/45; el-Mevsuatü’l-Fıkhiyye, 27/141)
Hanefî, Şafiî, Malikî ve Hanbelî mezheplerine göre teravih namazı yirmi rekattır. Mezheplerin bu görüşünü bildiren kaynakları da şu şekilde zikredebiliriz: Hanefî (Kâsânî, 1/288; İbn-i Abidin, 1/474), Şafiî (Nevevi, Mecmu, 4/31; Remlî, Nihayetü’l-Muhtac, 2/121; Şirbinî, el-İkna, 1/107 ), Hanbelî (İbn-i Kudame, el-Muğnî, 2/122) Maliki mezhebinde ise 20 ve 36 rekât olduğu şeklinde iki görüş olmakla birlikte seleften halefe teamül, 20 rekât yönündedir. (Desukî, Haşiye ala şerhi’l-kebîr, 1/315) Burada Şafiî mezhebinin görüşünün yirmi olduğunu ayrıca dikkat çekmek istiyoruz. Zira mezhepte umdetü’l-müçtehidin kabul edilen İmam Nevevî, bunu net bir şekilde ifade etmektedir. (Nevevi, el-Mecmu, 4/31)
Sekiz Rekat
Teravihin sekiz rekat olduğunu söyleyenlerin en önemli delili, sahih hadiste Hz. Aişe’ye Peygamberimizin Ramazan gecelerindeki namazının sorulması ve onun da şu şekilde cevap vermesidir:
“Hz. Peygamber ne Ramazan’da ne de Ramazan dışında geceleri on bir rekattan fazla namaz kılmazdı” (Buhari, 2013, 1147; Müslim, Müsafirin, 125)
Teravihin sekiz rekat olması ile ilgili bir diğer delil de Hz. Cabir’den (r.a.) nakledilen Peygamber Efendimiz’in sekiz rekat teravih ve vitir kıldırdığına dair rivayettir: “Peygamber Efendimiz, Ramazan’da sekiz rekat ve vitir namazı kıldırdı.” (İbn Hüzeyme, Sahih, 2/138; İbn Adiy, el-Kamil fi’duafa, 5/1889; Tehanevi, İ’laü’s-Sünen, 7/60) Bu rivayet İsa b. Cariye’den gelmektedir. Bu şahıs, her ne kadar İbn Hibban tarafından tevsik edilse de Yahya b. Main’e göre münkerül-hadis, Ebu Davud ve Nesai’ye göre ise metruk bir ravidir. (İbn Hacer, Tehzibü’t-Tehzib, 4/448; Heysemi, Mecmau’z-Zevaid, 3/175; Kandehlevi Evcezü’l-Mesalik ila muvatta Malik 2/286)
Bu zikredilenlerin yanında bir de Hz. Ömer’in Übey b. Ka’b’a on bir rekat kıldırmasını emrettiğine dair rivayet vardır. Bu rivayetin hadis kriterleri açısından “muzdarip” olduğu kabul edilmektedir. Zira Übeyy b. Ka’b’ın on üç ve yirmi üç kıldırdığı şeklinde de rivayetler vardır. Bu rivayetin dışında da Hz. Ömer döneminde yirmi rekattan az kıldırıldığına dair hiç nakil yoktur. Ayrıca bu rivayetin senedindeki Muhammed b. Yusuf güvenilirliği hakkında soru işaretleri olan bir şahıstır. (Kandehlevi, Evcezü’l-Mesalik, 2/301; Tehanevi, İ’laü’s-Sünen, 7/73)
Teravih namazının rekat sayısı ile ilgili delilleri verdikten sonra şimdi değerlendirmeye geçmek istiyoruz.
DEĞERLENDİRME
İbn-i Abbas’ın Peygamber Efendimiz’in yirmi rekat kıldırdığı ile ilgili rivayeti hadis kriterleri açısından zayıf olsa da Hz. Aişe’den Peygamber Efendimiz’in Ramazan gecelerinde çok namaz kıldığını bildiren rivayetler, sahabenin yirmi rekatta icma etmesi, cumhur ulemanın bunda ittifak etmesi gibi hususlar İbn Abbas’tan gelen bu rivayeti güçlendirmekte ve hadisin doğruluğuna çok kuvvetli karine olmaktadır. (Kandehlevi, a.g.e, 2/286)
Hz. Aişe’nin Allah Resulü’nün ramazan ve ramazan dışında en fazla 11 rekat kıldığı ile ilgili sahih rivayet bu konu ile ilgili diğer rivayetlerle birlikte değerlendirildiğinde bunun üç rekatının vitir namazı geriye kalan sekiz rekatın da teheccüd namazı olduğu anlaşılmaktadır. (İbn Hacer, Fethu’l-Bari, 3/27; Ayni, Umde, 6/196) Zira Hz. Aişe’den gelen başka rivayetlerde Hz. Peygamber’in Ramazan ayında diğer aylardan daha çok namaz kıldığı da rivayet edilmektedir:
كَانَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِذَا دَخَلَ رَمَضَانُ تَغَيَّرَ لَوْنُهُ، وَكَثُرَتْ صَلَاتُهُ، وَابْتَهَلَ فِي الدُّعَاءِ، وَأَشْفَقَ مِنْهُ "
“Ramazan ayı gelince Allah Resülü’nün rengi değişir, çok namaz kılar, Allah’a dua dua yalvarırdı.” (Beyhaki, Şuabu’l-İman, 3353)
Hz. Aişe’den teravih ile ilgili rivayet edilen on bir rekat hadisi yine ondan gelen rivayetlerle değerlendirildiğinde üç rekatı vitir olmak üzere Allah Resulü’nün teheccüt namazı olduğu anlaşılmaktadır (İbn Hacer, Fethu’l-Bari, 3/26-27; Ayni, Umde, 6/196) Çünkü Efendimiz, vitri teheccüt namazından sonra kılardı. Nitekim Allah Resülü bir hadislerinde şöyle buyurmuştur:
اجْعَلُوا آخِرَ صَلاَتِكُمْ بِاللَّيْلِ وِتْرًا
“Gece son kıldığınız namaz vitir olsun” (Buhari, 998; Müslim, 751) On bir rekatlık namazın sekiz rekatı, teravih namazı olmayıp Peygamberimizin sair zamanlardaki teheccüd namazı olduğu, Ramazan’da ise bu sekiz rekata ilave olarak başka namaz kıldığı ve bu namazın da yirmi veya daha fazla rekata ulaştığı anlaşılmaktadır. (Tehanevi, İ’laü’s-Sünen, 7/70)
Teravih namazının yirmi rekat olmasının hikmet boyutu ile ilgili olarak tamlayanın tamlanana eşit olması olduğu ifade edilmiştir. (İbn-i Abidin, 1/474) Zira, Sünnet ve nafile namazlar, farzları tamamlamak için teşri kılınmıştır. (Kâsânî, Bedaiü’s-Sanai, 1/28; Kuveyt Fıkıh Anks. 3/211)Bir günde kılınan farz namazlar vacip olan vitir namazı ile birlikte yirmi rekattır. Farzlara bağlı sünnet namazları da yirmi rekattır. Sünnetler, farzları tamamlamaktadır. Fethullah Gülen Hocaefendi de bu yaklaşımın önemine şu şekilde vurgu yapmaktadır: “Tıpkı beş vakit namazın öncesinde ve sonrasında kılınan sünnet namazlar gibi teravih namazı da farzlardaki noksanlıklara mukabil sayılacaktır. Şayet farzlarda bir kusur, bir eksiklik var ise; namazlarımızı gafletle kılmış isek; abdestte kusurumuz olmuş ise... bunlar nafile ve sünnet namazlarla sarılıp sarmalanacak ve tamamlanacaktır ki bu da Cenâb-ı Hakk’ın rahmetinin genişliğindendir. İşte teravih namazı bu açıdan da ayrı bir kıymete sahiptir.” (Fethullah Gülen, Gufranla Tüllenen İbadet Oruç, s.62)
Teravih namazının rekat sayısı ile ilgili Fethullah Gülen Hocaefendi’nin yaklaşımını zikretmenin de faydalı olduğu kanaatindeyiz: “Çok yaşlı ve hasta kimseler, sadece sekiz rekâta güç yetirebiliyorlarsa, hiç olmazsa o kadarını eda etmeli; ama gücü ve kuvveti yerinde
olan mü’minler teravih namazını mutlaka yirmi rekât olarak ikâme etmelidirler.” (Ölümsüzlük İksiri, s. 271)
Netice itibariyle, Peygamber Efendimiz’in rahle-i tedrisinde yetişen sahabe tarafından ittifakla yirmi kılınan ve dinin ameli boyutunu yaşamada rehber kabul ettiğimiz dört mezhep tarafından da bu hususta ittifak edilen teravih namazının -yaşlılık, hastalık gibi durumlar hariç-bu şekilde kılınması yerinde bir yaklaşım olur. Böylelikle insana ibadet aşısı yapan, kulluk performansını ve çıtasını yükselten, farz namazlardaki eksiklikleri tamamlayan bir ibadetin ruhuna uygun davranılmış olur.
Comments